×

Hata

[OSYouTube] Alledia framework not found

Yaşayan İnsan Hazineleri: Dertli Divani-Neşet Ertaş

 

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) somut olmayan kültür mirası çalışmaları kapsamında bu yıl ikincisi düzenlenen "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülü sahiplerini buldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce belirlenen listede yer alan Dertli Divani ile Neşet Ertaş "Yaşayan İnsan Hazineleri" ödülünü İstanbul’da düzenlenen törende aldılar. 

Törende, Dertli Divani mahlaslı Veli Aykut, aşıklık-zakirlik alanında, Neşet Ertaş ise abdallık geleneği-halk ozanlığı alanında ödül aldı. UNESCO, Dertli Divani’ye ödülü vermesinin gerekçesini Alevi- Bektaşilerin Cem ibadetinde 12 hizmetten biri olan zakirliği sürdürmesi olarak açıkladı.

Sanatçıların belgesellerle tanıtıldığı ödül töreninde Dertli Divani, Altım Üstüm Kaç Kuruşluk ve İnsan-ı Kâmilden Ayırma Bizi (Düvaz İmam) adlı deyişleri seslendirdi.

Dertli Divani ödülünü Hacı Bektaş Veli Postnişini Veliyettin Hürrem Ulusoy’un elinden aldı. Veliyettin Hürrem Ulusoy, Dertli Divani’ye ödülünü verirken gülbank okudu. 

Ödül töreninin ardından Dertli Divani ve Veliyettin Hürrem Ulusoy YÖN Haber editörü Elif Kesici’nin sorularını yanıtladı.

"BU ÖDÜLLE ALEVİ-BEKTAŞİ İNANÇ VE İBADET ANLAYIŞI BİR ANLAMDA RESMİ MAKAMLAR TARAFINDAN KABUL EDİLMİŞ OLUYOR" 

YÖN Radyo: UNESCO’nun bu ödülüne layık görülmenizi nasıl yorumluyorsunuz?

Dertli Divani: Zakir: Alevi-Bektaşi inancında Cem’de sazıyla deyiş, düvaz imam, tevhid, miraçlama ve semahı okuyan kişidir. Dolayısıyla on iki hizmetlerden birisidir. Bu ödülü kendi adıma değil de yüzyıllar öncesinden günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün aşıkların, sadıkların adına ve yetişmiş olduğum muhabbet ortamlarındaki ustalarım adına aldım. O bilge aşıklar birer okyanus, ben sadece bir damlayım. Bu ödülle Alevi-Bektaşi inanç ve ibadet anlayışı bir anlamda resmi makamlar tarafından kabul edilmiş oluyor. En çok mutlu olduğum tarafı da bu. 

YÖN Radyo: Bu ödülü UNESCO aracılığıyla aldınız. Daha önce ülkemizde böyle bir çalışmanın olmayışını nasıl yorumluyorsunuz?

Dertli Divani: Artık dünya küçülüyor iletişim ve ulaşım sorunu kalmadı. Bir başka açıdan da insanlar kendilerinden farklı olanları olduğu gibi kabul etmekten ve hoş görmekten başka bir yol olmadığının farkında. Yerküre o kadar geniş ki kişi başına kilometrelerce yer düşer. İnsanlar karşılıklı olarak sevgide, saygıda ve hoşgörüde kusur etmese, dünya cennet olur ve herkes dostça, kardeşçe hep bir arada yaşar. Artık yavaş yavaş bu istikamete bir yöneliş var. Bu ödülü de böyle değerlendirmek, bu mesajı vermek ve bu uğurda çaba sarfetmek gerektiğini düşünüyorum.

YÖN Radyo: Bu ödül neyi değiştirecek?

Dertli Divani: Her şeyden önce dış dünyaya kendi inancımızı, kültürümüzü, geleneğimizi bir biçimiyle tanıtmış olacağız. Bundan sonra inancımızın, kültürümüzün daha da iyi tanınmasına katkı sunmaya çalışacağız. Yurtiçi ve Yurtdışında kendi alanımla ilgili bir takım aktiviteler olacağını umuyorum. Mesela; zakirliğin üniversitelerde panel-seminer konusu olmasını ve oralarda daha derli toplu bu geleneği anlatmayı çok isterim. Bu konuda benden beklenen ya da istenen her türlü hizmeti son nefesime kadar canı gönülden yapmak isterim. 

YÖN Radyo: Peki, ödülü Alevi-Bektaşi geleneğine hizmet eden bilge aşıklar-sadıklar adına aldığınızı söylediniz. Ödüle tepkiler nasıl?

Dertli Divani: Üç dört günden bu yana telefonum hiç susmadı. Dünyanın her tarafından arayanlar oldu, "hepimiz çok mutlu olduk" diyorlar. Tabi bu ödülü bizim geleneğimizden gelen herkesin adına aldım. Ayrıca bu geleneğe saygı duyan Alevi ana babadan doğmayan yığınlarca sevenlerim, dostlarım var. Zaten aşıklık, ozanlık geleneğinde, zakirlik anlayışında; ırk, dil, din, mezhep, düşünce ve cinsiyet ayrımına yer yoktur. Biz, yerkürede yaşayan bütün insanların dostça kardeşçe bir arada yaşayabileceğine gerçekten inanıyoruz. Katıldığım bütün kültürel etkinliklerde hep bu mesajı veririm. Yeter ki insanlar birbirini olduğu gibi kabul etmeyi becersin. Bunu başardığımız ölçüde bütün farklılıklar bir arada kardeşçe yaşayabilir. Hacı Bektaş Veli’nin birinde bir dizinde aslan bir dizinde ceylanın resmedilmesi farklı anlamlara geldiği gibi bu anlayışı da sembolize eder. Yani; Hacı Bektaş Veli farklı düşünen, farklı olan insanların birbirine zarar vermeden bir arada yaşamasının mümkün olduğunu söylüyor.

Dertli Divani: Ayrıca YÖN Radyo çok güzel bir hizmet veriyor. Bu hizmetinizin böyle devam etmesini diliyorum. YÖN Radyo en azından dış dünyaya açılan bizim bir penceremizdir. Bütün radyolar televizyonlar öyledir ama sorumluluğunun bilincinde olan ilkeli yayın yapan kurumlar çok daha önemlidir tabi ki. Sizi kutluyorum. 

YÖN Radyo: Biz de sizi kutluyoruz. Çok teşekkürler.

"BUGÜN ALEVİ-BEKTAŞİ GELENEĞİNİN İKİ TEMSİLCİSİ ÖDÜL ALDI İKİSİYLE DE BÜYÜK GURUR DUYDUK "

YÖN Radyo: Alevi-Bektaşi geleneğinin önde gelen isimlerinden Derli Divani’nin UNESCO ödülünü almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Veliyettin Ulusoy:
 Burada Alevi-Bektaşi geleneğinin iki temsilcisini görüyoruz. Birisi Urum Anadolu Abdalların'dan olan Neşet Ertaş, diğeri de Dede ve Zakirlik görevini yapan Dertli Divanimiz. İkisiyle de büyük gurur duyduk. Bugüne kadar kapalı bir toplumduk bizim nasıl olduğumuzu, nasıl yaşadığımızı, nasıl bir inancımız olduğunu hiç kimse yeteri kadar bilmiyordu. Artık dışarıya açıldık, örgütlendik ve kendi kültürümüzü inancımızı da bu örgütler kanalıyla dışarıya aksettirdik. Bunun sonucu olarak böyle bir ödülün layığını bulmasına da adalet yerini buldu, gerçek yolunu buldu diyebiliriz.

YÖN Radyo: Dertli Divani’ye ödülünü verirken dua verdiniz?

Veliyettin Ulusoy: Bizde her türlü hizmet gülbenkle olur. Geleneğimizin bir parçası olması açısından önemlidir.

YÖN Radyo: Böyle bir ödülün verilmesi Alevi-Bektaşi toplumu için ne ifade eder…?

Veliyettin Ulusoy: Ödülden sonra değişen bir şey yok. Biz yerimizde hep duruyoruz. Gelirler etrafımızda dururlar, bizi incelerler. Bizim istediğimiz tek şey bize farklı gömlek giydirilmesin, neysek o şekilde yaşayalım. Bizim hiç kimseye karşı en ufak bir kinimiz yok, peşin kararımız yok. Ama lütfen bizi de inancımızla, kültürümüzle, yaşantımızla baş başa bıraksınlar ve müdahale etmesinler. Beklentimiz, umudumuz budur, inşallah böyle olur...

Sosyal Medya